Aklımdan, başımdan, içimden geçenleri; hatırladıklarımı, unutmak istemediklerimi, hasretini çektiklerimi, izlenimlerimi yazıyorum..
11.4.09
kimyasal analiz
8.4.09
Piknik
Bir de unutmadan: Gelincikler koparıldılar mı hemen solar / yapraklarını dökerler, bu yüzden en iyisi onları kırda bırakmak / izlemektir. Papatyaların taç yapraklarını sevgisinden emin olamadığınız kadın / adamlar için yolmak ise, düşünebilme yeteneğinden yoksun bırakılmış bitkilerin dahi kabullenemeyeceği bir akılsızlıktır.
Cengiz usta'nın ezberimdeki şiiri ile bitiriyorum "piknik" hayalimi :
gibi *
bir damla ile seviştiniz mi
bir papatya ile ya da
sarı tozlar dudaklarınızda
hk, 8.4.2009
* Cengiz Bektaş, Zeytinli Fırın Sokağı, Cem Yayınevi 1981
7.4.09
yavaş yavaş...
6.4.09
Aile yadigârı yüzükler
II.
III.
Aile yadigârı yüzükler ilk sahibelerinin beğenilerine sunulmuş (sevgililer, nişanlılar, eşler tarafından) hediyeler olabileceği gibi; onların kişisel kararı ile alınmış olmaları da mümkündür.Yapıldıkları dönemin modası kadar, kendilerini yaratanın becerisini, sanat gücünü, ustalığını da yansıtırlar; bu yüzden hem her aile için "biricik", hem de farklı ailelerin alçakgönüllü hazinelerinde "birbirinin eşi, ya da çok benzeri" olduklarını bilmezlikten gelerek bekleyen "kızkardeşler" gibidirler.
IV.
Yine de "aile yadigârı bir yüzüğün" belleğinde, yeni sahibeleri tarafından kullanılmanın bu değişikliklerden daha içsel bir anlamı vardır: Kim ne derse desin, onlar en çok kuyumcudan çıkıp da,muhafazaları ilk kez açıldığında karşılaştıkları kadının çehresini severler.
Her yeni sahibe niceliği değişse de içeriği hep aynı kalan bir hayal kırıklığıdır bu yüzden.
V.
VI.
VII.
hk, 29.3.2003, parmağımda kendimden yadigar siyah taşlı bir yüzükle.
5.4.09
akıl akıldan üstündür, ya kalp kalpten?
yaz köşesi'nden ilk yazı
"Aklımdan her zaman geçerdi. Kalemi kağıdı kaptığım gibi iskelenin kapısındaki gazinoda denize karşı oturup bir aşk hikayesi yazayım dedim. Ne zamandır yazamadım.
Denize, çamlara, yelkenlilere karşı bir sevgi hikayesi, yalandan bir kadın yaratayım, varsın olmasın dünya yüzünde ne çıkar. Hayalden daha güzeli mi olur. İşte altı buçuk vapuru geldi. Zor ama karşılıklı bir aşk olsun. Sevilecek yerim yok ki sevsin beni. Onun da pek sevilecek yeri olmasın isterse... Ama seveyim.
Vapurdan çıkınca yüreğim çarpsın. Bu vapurdan çıkmayınca öteki vapuru bekleyeyim.
..."
Sait Faik Müzesi Arşivi No.61 , Büyüyen Eller - Sait Faik Abasıyanık , YKY 2007
Yaz köşesinden ilk yazımı, penceremde olsun istediğim görüntüyle uyumlu bir öykü taslağı ile bitirmek istedim. Sahi ne işim var Ankara'da benim ?
hk, 5.4.2009