This free scrapbooking design personalized with Smilebox |
Aklımdan, başımdan, içimden geçenleri; hatırladıklarımı, unutmak istemediklerimi, hasretini çektiklerimi, izlenimlerimi yazıyorum..
11.9.10
10.9.10
İzmir dönüşü
Biliyorum, hem de çok iyi anımsıyorum, giderken "yazacağımı" söylemiştim. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı bir kez daha. İzmir'e, Karşıyaka'daki aile evimize, şimdi sadece benim sesimin duyulduğu yuvama gittim ve orada yaşarken yazmayı unuttum. Hala yakın ve uzak geçmişin hatıraları, görüntüleri, sesleri, olayları, alışkanlıkları, düzeni ve güzelliklerine gömülerek sessizleştim. Dışarıda özlediğim bir şehir ve sokakları olmasına rağmen, o dört duvarın arasında kalmak, etrafımdaki tüm eşyaya, resimlere, fotoğraflara, biblolara, kitaplara sanki bir daha göremeyecekmişim gibi bakmak; hepsiyle ilgili bir anı, bir hikaye düşünmek ve sonra balkona çıkıp, hiçbir şey yapmadan denize ve karşı kıyının ışıklarına karşı oturmak istedim. Öyle de yaptım.
Yarından sonra İstanbul yolcusuyum, orada da halimin daha farklı olacağını zannetmiyorum üstelik. Her iki ev de artık bana ait olan, ama yaşanırken benim sadece izleyicisi olduğum hayatların izleri ve nesneleri ile dolu. Yapabildiğim aile geçmişine ait ve şimdiye dek bilmediğim yaşanmışlıkları bir dedektif gibi incelemek, çözmek, olayları kronolojik bir sıraya koymaya çalışmak; isimleri ilişkilendirmek, olaylar dizinini oluşturmak.. Ben bu uğraşa "aile arkeolojisi" adını verdim, ustalık isteyen, aile mahremiyetini korurken, zihnime yerleşmiş ve anneciğimden dinlediğim öykülerle birleştirmeye, tamamlamaya çalıştığım büyük bir bulmaca.
İzmir'de yakın geçmişte dolaşırken ( 1967 - 1991), İstanbul'da uzak ve büyük bir kısmında benim yer almadığım geçmişte ( 1900 - 1974 ) gezineceğim. Keşfettiklerimden yola çıkarak hiç bilmediğim hayatların solgun ve yok olmaya yüz tutmuş hikayelerini yazmaya, belirginleştirmeye çalışacağım.
Bu yazıya iliştirdiğim fotoğrafı, anneciğim Karşıyaka'daki evimizin balkonunda mektup yazarken çekmişim.. Hatırladığım ve sevdiğim hallerinden biri daha, hep özlediğim gibi...
h, 11.9.2010
Yarından sonra İstanbul yolcusuyum, orada da halimin daha farklı olacağını zannetmiyorum üstelik. Her iki ev de artık bana ait olan, ama yaşanırken benim sadece izleyicisi olduğum hayatların izleri ve nesneleri ile dolu. Yapabildiğim aile geçmişine ait ve şimdiye dek bilmediğim yaşanmışlıkları bir dedektif gibi incelemek, çözmek, olayları kronolojik bir sıraya koymaya çalışmak; isimleri ilişkilendirmek, olaylar dizinini oluşturmak.. Ben bu uğraşa "aile arkeolojisi" adını verdim, ustalık isteyen, aile mahremiyetini korurken, zihnime yerleşmiş ve anneciğimden dinlediğim öykülerle birleştirmeye, tamamlamaya çalıştığım büyük bir bulmaca.
İzmir'de yakın geçmişte dolaşırken ( 1967 - 1991), İstanbul'da uzak ve büyük bir kısmında benim yer almadığım geçmişte ( 1900 - 1974 ) gezineceğim. Keşfettiklerimden yola çıkarak hiç bilmediğim hayatların solgun ve yok olmaya yüz tutmuş hikayelerini yazmaya, belirginleştirmeye çalışacağım.
Bu yazıya iliştirdiğim fotoğrafı, anneciğim Karşıyaka'daki evimizin balkonunda mektup yazarken çekmişim.. Hatırladığım ve sevdiğim hallerinden biri daha, hep özlediğim gibi...
h, 11.9.2010
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)