2.1.08

Hummel Figürinleri

Yeni yılın ikinci gününde pek meşhur Hummel figürinlerinden oluşan
bir sokak korosunun şarkısı ile selamlıyorum herkesi.
Daima çocuk boyumun ulaşamayacağı yükseklikte, yanyana duran ve anneciğimin çok sevip, "gözü gibi koruduğu" iki Hummel biblomuz vardı evimizde: Bir postacı oğlancık ile, kolunda sepeti, iki örgülü, pembe yanaklı, güleç bir kız çocuğu. Minyatür sepetin içine İzmir Kültürpark'taki büyük havuzun iki yanındaki biber ağaçlarından topladığı, dallarının üstünde kıpkırmızı biber tohumlarını yerleştirmişti anneciğim. Oğlancığın elinde tuttuğu ve havaya kaldırdığı mektup zarfının arkasında kırmızı kalp şeklinde bir mühür ve zarfın ön yüzünde de anneciğimin İstanbul'daki babaevinin adresi yazılı idi (adres rapido kalem ile babam tarafından yazılmıştı porselenin üstüne)
Yıllar yıllar sonra Berlin'e gittiğimde bu figürinlerin pek çoğunu birarada görmek fırsatını bulmuş, her birini müze vitrinlerindeki paha biçilmez objeleri izlercesine incelemiş, anneciğimin Hummel figürinlerine ve onları tasarlayıp yaratan ellerin becerisine duyduğu hayranlığını o zaman can-ı yürekten kabul etmiştim.

Hummel Figürinleri’nin öyküsünü bu hatıranın peşine ekleyip, sizi dünyanın bu en küçük ve değerli korosunun söylediği “Sessiz Gece”yle başbaşa ve hayallerinize bırakıyorum.

Hummel Figürinleri:

Bavyera’da 1909 yılında doğan Berta Hummel, çevresinde olup bitenleri gözlemleyip, bu gözlemlerini desenlere dönüştürmeyi bir alışkanlık haline getirmişti; özellikle de çocukları izliyor ve çiziyordu. 1927’de Münih Güzel Sanatlar Akademisi’ne kaydolan Hummel'in hayatında her zaman önemli bir yer tutan ilahiyata duyduğu yakınlık , tanıştığı iki Franciskan rahibe ile arkadaşlığının ilerlemesi sonucunda daha da artmış ve 1931’deki akademi mezuniyetinden sonra Siessen Manastırı’na girmeye karar vererek, üç yıl sonra Maria Innocenta ( Masum Maria) adını almıştı. Bu genç rahibe yeteneklerini cesaretlendiren bir ortamda olduğunu farketmiş; ve kısa zaman sonra küçük Alman yayıncılık şirketleri Hummel'in desenlerini kartpostallar şeklinde basmaya başlamışlardı. Bu birbirinden güzel kartlar, kendi ismini taşıyan bir porselen fabrikasının sahibi ve yöneticisi olan Franz Goebel’in dikkatini çekmiş; uzun zamandır aradığı yeni figürinler serisi için ihtiyacı olan temayı bulduğunu anlayan Goebel, Rahibe Hummel’e desenlerini biblolara dönüştürme teklifinde bulunmuştu. Manastırın Goebel’e Rahibe Hummel’in desenlerine dayanılarak yapılacak üç boyutlu sanat eserleri yaratma iznini vermesi ile anlaşmaya varılmış; Sanatçı, Goebel’in heykeltraş ustaları ve ressamlarıyla bizzat çalışmış; böylece ilk figürinler 1935 yılında üretilerek satışa sunulmuş ve çok başarılı sonuçlar elde edilmişti. 1946’da sadece 37 yaşında iken hayatını kaybeden Rahibe Hummel'in sanatsal mirasını Goebel Porselen Fabrikası sürdürmeye devam etmektedir.
( bkz.http://www.mihummel.com/heritage.asp)


hk, 2.1.2008

1.1.08

ikiz palyaçolar ve Reha için...

“İplerini kesmeyi düşleyen kukla”

I.
Kitaplığın bir rafında, başını fotoğraf dergilerine yaslamış öylece oturuyor. Saçlarının gözlerini örten dağınıklığı arasından bakıyorum mavi gözbebeklerine, dudaklarının açılmazlığını çerçeveleyen boya ile çizilmiş o kocaman gülümseyişi de mavi üstelik... Sağ elinde kırmızı beyaz damalı kumaştan bir şemsiye, yeleğinin düğmelerinden biri kopmuş, ayakkabıları da yeleğinin renginde...

Kendi iplerine dolanmış, kendi ipleri ile bağlanmış bir kukla... birbirimize ne kadar da çok benziyoruz.

II.
Kollarını oynatarak küçük adımlar atmasını sağlayacak kadar canlandırabiliyorum onu... Ayaklarımın dibinde yürümeyi yeni öğrenir gibi, oysa iplerinin bağlı olduğu, birbirine + şeklinde çakılmış çıtaları tutanda bütün marifet.
Kuklamın bir başkasının elinde dansetmesi benim beceriksizliğim, ki benimleyken bana benzemesini seviyorum yine de.

III.
Telleri olmayan bir şemsiyesi var... onu yağmura çıkarmayı geçiriyorum aklımdan. Kimi yağmurların şemsiye bilmezliğini yeni öğrenmiş olsam da, onun –sahici olmayan- bir şemsiye taşıması içimi rahatlatıyor.

IV.
Bir ikizi olduğunu ve onun da bir başka kitaplık rafında, roman ciltlerinin kıyısında oturduğunu biliyorum.
Kendi çarmıhının altında, suskun ve beklentisiz küçük bir palyaço daha...
Sahibinin elleri ve sesiyle düşüp kalkarak yürüyecek, belki de O’na çelme takacak bir kuklacık; neyi beklediğini bilmediği için beklemekten yorulmayacak.

V.
Yatağa girmeden önce yüzümdeki mavi gülümsemeyi özenle temizledim.


hk
17.9.2001

31.12.07

rehaiku MMVII-MMVIII



rehaiku MMVII-MMVIII

kumsala usun çaktığı değer'li taşlar gibiyiz
su bizi geri çağırıncaya değin yolculuğumuz.

reha yünlüel/şiirhâne

30.12.07

kurabiyeli Pazar

Yılbaşı Kurabiyeleri:
Portakal ve üzümlü kaşık kurabiye
1.5 su bardağı un
2/3 su bardağı şeker
1 yumurta
1 portakal kabuğu rendesi
1 portakalın suyu
75 gr. eritilmiş yağ
2 avuç dolusu sultani kuru üzüm
Bütün malzemeler karıştırıldıktan sonra, fırın kağıdının üstüne bir tatlı kaşığı ile lokmalar halinde konulur ve orta sıcaklıktaki fırında pişirilirler.
Zencefilli kurabiye
2 su bardağı un
1 su bardağı şeker
125 gr eritilmiş yağ
1 yumurta
1 paket kabartma tozu
2 çay kaşığı tarçın
2 çay kaşığı zencefil
pudra şekeri
Malzemeler iyice karıştırılıp hamur haline getirilir ve streç filme sarıldıktan sonra 3-4 saat buzdolabında bekletilir. Üç parçaya bölünen hamur daha sonra merdane yardımı ile 0.5 cm kalınlığında açılır ve kalıplarla kesilir ( benim kalıplarım yıldız, kalp, oyuncak ayı, kelebek şeklinde). Pişirme kağıdı üzerine yerleştirilen kurabiyeler orta sıcaklıktaki fırında pembeleşene dek pişirilir ve fırından çıkarılınca üzerlerine pudra şekeri (çay süzgeci yardımıyla) serpilerek servis edilir.
Bu kurabiyelere eşlik edecek kahve için önerim Tchibo Mağazası'nda satılan "Wiener Melange"; çekirdek olarak alıp, evinizde taze taze hazırlarsanız tadı ve rahiyası baş döndürücü oluyor.
Evin tüm odaları kahve, zencefil ve portakal kabuğu kokuyor üstelik. Ben 2007'nin bu son Pazar gününü kurabiye yapımına ayırdım, NTV Radyo'da Sevin Okyay'ın sunduğu caz programını dinledim kurabiyelerimi kalıptan tepsiye taşırken, kısa bir süre için herşeyin eskisi gibi olduğunu sandım.
Ama kısacık bir süre için.
hk, 30.12.2007

baharın işaretleri

Kimsesiz fotograflar albümü