Yeni yıl için söylemek istediklerimi aklımın ve ruhumun kıvrımlarında evirip çevirmekteyim günlerdir. Dilemek yetmiyor oysa, bunu öğrendim; ilk yeni yıl tebrikimi kaç yaşımda kendi cümlelerimle yazdım anımsamıyorum ama, o zamandan beri dileklerimin pek çoğu gerçekleşmemiş gibi geliyor şimdi bana.
Bilmem sizin başınıza geldi mi hiç? Ben bir dilekte bulunmaktan ve sonra onun gerçekleşmesini beklemekten yoruldum. "herşey olacağına varır", deyip geçmek taraftarıyım uzun zamandır. Olacakları bilememek de iyileştirici, rahatlatıcı bir hal.
“Saatli Maarif Takvimi” alırdık her sene anneciğimle birbirimize, takvimi paketleyen kırmızı ambalajı açmak ve 1.Ocak sayfasını ortaya çıkarmak benim görevimdi evde: Yılbaşının değişmez geleneği; annem elimin uğurlu geleceğine inanırdı zira.
2007 yılına başlarken elim hiç de uğurlu gelmedi anneciğim, dileklerimizin hiç biri gerçekleşmedi; mutfak duvarında, ışık düğmesinin yanında asılı duran Saatli Maarif Takvimi’nin 7.Mayıs’dan sonraki yapraklarına kimse dokunamadı..
Kokinalar vazonun içini doldurdu yine, altında eski yeni fotoğrafların..
Fotoğraflardaki suretinle gözgöze geliyorum, ne diyeceğimi bilemeden.
Sözü sınayan acı, acıyı evcilleştiren akıl, aklı susturan kalpmiş.
Hiçbir dileğim yok,
beklentim de.
Kuşlar kadar hafifim anneciğim.
hk, 29.12.2007