
"sakin bir şekilde oturup düşün, hayatını pim ve piriklerden ayıkla", dedi bir dostum. ben de kendi kendime "hadi bakalım şimdi ayıkla pirincin taşını", diye geçirdim aklımdan.
öyle ya, çocukluğum ve ilk gençliğim bir yana konulsa bile, 25 sene boyunca pimpiriklerim ile birlikte yaşamış, onları benimsemiş, çoğaltmış ve giderek gözlerimin rengi, uykumun azlığı, sesimin duruluğu gibi benim olan bu nesnelere alışmış iken, birdenbire elime bir cımbız alıp, kimileri aklıma kimileri de ruhuma batan bu pimpirikleri diken gibi ayıklamaya kalkışmak hiç de kolay değildi...
pimpiriklilik halinin içine sığan ve şimdiye dek endişe/ tedirginlik / huzursuzluk / rahatsızlık duymama yol açan konuları / durumları / halleri geçirdim aklımdan. ve aslında her birinde pimpiriklenmekte haklı olduğumu, zira pimpiriklendiğim hiçbir durumun, düşündüğümün aksine sonuçlanmadığını farkettim...
pimpiriklenmek bir önsezi / öngörü hali olduğuna, pimpiriklenen kişiyi temkinli / hazırlıklı olmaya yönelttiği için belki de, bir tür savunma mekanizması gibi çalıştığını yadsımamak gerek. yine de denebilir ki , sürekli "zarar göreceğini, incitileceğini, aldatılacağını, güveninin sarsılacağını" düşünerek yaşamaya yol açmaz mı bu hal sonunda?
paranoyak değilim, pimpiriklerimin beni tamamiyle ele geçirmesine izin verdiğim dönemler çok nadir ve kısa süreli olmuştur yaşamımda; ve ne yazık ki, bu yoğun pimpiriklilik hallerinin her birine neden olan durumlar "tam da korktuğum biçimde" gelişmiş ve sonuçlanmıştır daima...
yine de pimpiriklenmeleri doğrulayan deneyimlerin "önyargı"ya dönüşmesine izin vermemek gerek.
cımbızı attım elimden, pimpiriklerimi rahat bıraktım.
ve ben bunları yazarken sabah ezanı okundu,
evler, sokak, ağaçlar belirginleştiler yavaş yavaş,
keşke kimseyle konuşmasam / kimseyi görmesem / kimse de beni aramasa bugün, dedim
bütün bu dileklerin boşa çıkacağını bile bile üstelik.
denizi vapurlu bir pencerenin önünde olsaydım,
önümde bir bardak demli çay,
ne isterdim ki başka...
hk, 30.11.2006