Uzun yıllar önce Berlin'de, Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün burslusuyken "Paskalya Bayramı" kutlamalarına şahit olmuştum. Kaldığım misafirhanedeki odam, tek katlı büyük evin hemen yanındaki büyük parka bakıyordu. Terasa açılan yere kadar cam balkon kapısı ve iki yanındaki büyük, çift kanatlı pencerelerin önüne yerleştirilmiş siyah, ağır çalışma masasında oturup yazı yazmaya bayılırdım ( o zamanlar notebook bilgisayar sahibi olmak müthiş bir ayrıcalıktı ve ben Sedat Amca'mın hediyesi olan IBM bilgisayarın küçük, siyah beyaz ekranında uzayıp giden cümlelerimden pek memnundum). İlkbahar bursuydu benim gittiğim: Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye'den bilim adamlarıyla paylaşıyordum misafirhaneyi. Sabahları mis gibi kahve kokusu ve küçük tombul ekmeklerin taze sıcaklığı kalmış aklımda en çok.
Paskalya yaklaşırken pastanelerin vitrinleri boy boy çikolata tavşanlar, çikolata yumurtalar ve rengarenk çiçeklerle donandı. Filizlenen ağaç dallarına renk renk Paskalya yumurtaları asıldı.
Tavşan, yumurta ve fulya desenleri işlenmiş örtüler, kanaviçe tablolar en gözde hediyelikler oldu. Paskalya ( Easter / Ostern ) kartları birbirinden güzel resimleri ve uçuk pembe, mavi, sarı zarfları ile mağazalarda kapış kapış satıldı. Yumurta boyamak ve desenlemek için kitaplar, dergiler satışa sunuldu.
.
Yarın Hıristiyan dünyası bir başka Paskalya Bayramı'nı* kutlayacak, dilerim hatıralarımdaki kadar güzel, renkli, neşeli ve lezzetli geçer.
Keşke İstanbul'da olsaydım, Beyaz Fırın'daki en büyük, en mis mahlep kokulu, en güzel süslenmiş Paskalya Çöreği'ni satın almak için bu sabah erkenden Kadıköy çarşısına giderdim.
hk, 7.4.2012
* Vikipedi diyor ki: "Paskalya (Latince: Pascha, Yunanca: Πάσχα, Pascha), Hıristiyanlıktaki en eski ve en önemli bayramdır. İsa'nın çarmıha gerildikten sonra 3. günde dirilişi kutlanır.Doğu ve Batı kiliseleri arasında farklılıklar olmakla beraber, Paskalya dönemi yaklaşık olarak Mart sonundan Nisan sonuna kadar olan dönemdir. Her sene sabit bir tarihte gerçekleşmeyen ve dünya kiliselerinin çoğunda Pazar günü kutlanan Paskalya Günü ise, Kıyam Yortusu, Diriliş Pazarı ya da Diriliş Günü olarak da adlandırılır.
Paskalya tüm Hıristiyanlar tarafından kutlanır. Yaygın olarak kiliselerde düzenlenen ayinlerin dışında, kutlandığı ülkeye göre değişik gelenekler vardır. Bunlar arasında en yaygını şahısların birbirine genellikle çikolatadan yapılan Paskalya tavşanı ve Paskalya yumurtası hediye etmesidir.
Paskalya, perhizle geçen beş haftalık (büyük perhiz) bir hazırlık dönemi ile son haftayı (kutsal hafta) kapsar. Paskalya Günü'nde (Diriliş Günü) sona erer.
Paskalya Günü için evlerde özel çörekler (Paskalya çöreği) yapılır; yumurta (boyalı paskalya yumurtası) haşlanır; mumlar yakılır; dualar okunur. Süryanilerin temmuz ayında kutladıkları Meryem Ana Paskalyası adı verilen yortu da Paskalya kavramı içine girer.
Katolik Kiliselerinde, Paskalya gecesi ayininde yeni ateş kutsanır, Paskalya mumu yakılır; Kitabı Mukaddes'ten bölümler okunur, vaftiz törenleri yapılır. Hıristiyanlığın başlangıç döneminde vaftiz törenleri, yılda yalnızca bir kez, Paskalya gününde yapılırdı.
Rum ve Rus Ortodoks Kiliselerinde gece ayinlerinden önce kilise dışında bir ayin alayı düzenlenir. Alay kiliseden çıkarken hiç ışık yakılmaz; dönüşte ise, İsa'nın dirilişini simgelemek için yüzlerce mum yakılır.
Paskalya yumurtası veya Bahar yumurtası, Paskalya veya ilkbaharı kutlamak için verilen özel yumurtalardır. Yumurta kadim kültürlerde dünyanın yeniden canlanmasının sembolü olarak kullanılırdı ve bu adet sonradan Hıristiyanlar tarafından da benimsenmiştir.Bir Hristiyanlık öncesi gelenek olan yumurta boyamak Hıristiyanlıktan sonra Paskalya bayramı ile de özleşmiştir. İlkbahar başlangıcında (21 Mart) Eski Mısır ve İran'da arkadaşlar birbirlerine canlanmanın sembolü olan boyalı yumurtalar verirlermiş. Sonradan, Hristiyanlığı kabul eden bazı putperest kültürler bu adetlerini Hristiyanlık ile bütünleştirmişler ve bu adet İsa'nın hayata geri geldiği gün olan Paskalya ile özdeşleştirilmiştir."