27.1.07

girilmeyen yollar için...


meğer


"iki yol varmış senin önünde,

korkup geri dönmüşsün birinden

çok gecikmeden, öteki tanıdığın,

kaç kez cayıp ayrıldığın tehlikesizdir

sanmışsın. senin yolun bitti şimdi.

kalamayacaksın bunda, yitirmişsin

girişini berikinin: Bu senin

daracık sonsuz labirentin,

şu senin dayandığın hudut,

o senin korktuğun yol meğer ufukmuş".


E.Batur, Doğu-Batı Divanı

25.1.07

Bir Büyükada tarifi: Mahlepli çörek

Büyükada Yemekleri (Dedemin Sofrası), Selin Kutucular'ın kaleme aldığı ve kişisel notlar, öykülerle okuyucusunu Büyükada'daki çocukluk günlerine götürüverdiği, hatta dedesinin evinde konuk ettiği bir kitap. Önceki yaz Heybeliada'da ve geçen yaz Büyükada'da geçirdiğim kısacık tatillerin ardından kitaplığımda "Adalar" ile ilgili küçük bir seçki oluşmaya başladı. Dün de bu kitaptaki reçetelerden birini denedim ilk kez.
Mahlepli çörek tarifini sizlerle de paylaşacağım, çünkü hem yapımı pek kolay, hem de yanında küçük peynir dilimleri ve çayla harika bir ikram. Ben verilen ölçüleri 1/2 oranında uyguladım ve 26 adet çöreğim oldu.

Oda sıcaklığında 250 gr margarin
4 çorba kaşığı sıvı yağ
4 çorba kaşığı dolu dolu yoğurt
2 tatlı kaşığı toz mahlep
2 tatlı kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
4 bardak un
2 yumurta sarısı
susam ve/veya çörek otu

Yumurta haricindeki tüm malzemeyi yoğurun; hamurdan koparacağınız ceviz büyüklüğündeki parçaları avucunuzda dolgun birer çubuk haline getirip, uçlarını birleştirin. Üzerine yumurta sarısı ve bol susam / çörek otu serpiştirin. 175 derecede ısıtılmış fırında yaklaşık 20 dakika süreyle pişirin.

Mahlepli çörekleri yedikten sonra "Büyükada"da bir fayton turu yapmayı da ihmal etmeyin ;o)

hk, 25.Ocak.2007

24.1.07

Çutağa mektup...


Çutağıma* eş olmak bana verildi.

Bugün çok acılı ve onurlu olarak buradayım. Ben, çocuklarım, ailem ve sizler çok acılıyız. Bugün sessiz sevgi biraz olsun bize güç katıyor. Kederli bir sevinç yaşatıyor. İncil'den Yuhanna 15/13'te, "Hiç kimsede, insanın dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur" der.


Sevgili dostlar, bugün bedenimin yarısını, sevgilimi, çocuklarımın babasını, sizin kardeşinizi uğurluyoruz. Sağdakine, soldakine, öndekine, arkadakine, rahatsızlık, saygısızlık vermeden... Sloganlar, pankartlar açmadan, sessiz bir saygı yürüyüşü gerçekleştiriyoruz.


Bugün sessizlikle büyük bir ses yükselteceğiz.


Bugün derinliklerin ışığa yükseldiği günün başlangıcıdır.Yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim. Onu sevgisi büyüttü...

Ah kardeşlerim, onun doğruluğa olan sevgisi, şeffaflığa olan sevgisi, dostuna olan sevgisi onu buraya getirdi. Korkuya meydan okuyan sevgisi onu büyüttü. Diyorlar ki, o büyük bir adamdı. Size sorarım, "O büyük mü doğdu?" Hayır. O da bizim gibi doğdu. O gökten değildi. O da topraktandı. Bizim gibi çürüyen bir beden. Fakat, yaşayan ruhu, yaptığı iş, kullandığı üslup, gözlerindeki, yüreğindeki sevgi onu büyük yaptı. İnsan kendiliğinden büyük olmaz. İnsanı yaptıkları büyük yapar. O büyük oldu. Çünkü, büyük düşündü. Büyük söyledi. Bugün de buraya gelerek, hepiniz büyük düşündünüz. Sessizce büyük konuştunuz. Siz de büyüksünüz.


Bugünle kalmayın, bu kadarla yetinmeyin.O, bugün Türkiye'de milat yaptı. Sizler de mührü oldunuz. Onunla manşetler, onunla konuşmalar, onunla yasaklar değişti. Onun için dokunulmazlar ve tabular yoktu. Kelamda dediği gibi yüreğinden taştı. Büyük bir bedel ödedi. Bedellerin ödendiği gelecekler Hrant'ları severek, Hrant'lara inanarak olur. Nefretle, hakaretle, kanı kandan üstün tutarak olmaz. Bu yükseliş, karşındakini kendin gibi görerek, kendin gibi sayarak, kendin sayarak olur. Ah kardeşlerim, Hisus'un (Hz. İsa) yardımıyla yarattığı ev cennetinden ayırdılar. Gökten ve ebedi cennete kanat açtırdılar. Gözleri daha yorulmadan, bedeni daha yaşlanmadan, daha hasta olmadan, sevdiklerine doymadan kanat açtırdılar göksel cennete. Oraya yalnız sevgi girer.

Biz de geleceğiz sevgilim. Biz de geleceğiz o eşsiz cennete. Oraya yalnız ve yalnız sevgi girer.


İnsanların ve meleklerin dillerinden üstün olan, peygamberlikten üstün olan, bütün sırları bilmekten üstün olan, dağları yerinden oynatacak imandan üstün olan, varını yoğunu sadaka vermekten üstün olan, bedenini yakılmaya teslim etmekten daha üstün olan, yalnız ve yalnız sevgi girecek o cennete. Orada gerçek sevgiyle bir arada ebedince yaşayacak. Kimseyi kıskanmayan sevgi, kimsenin malında gözü olmayan sevgi, kimseyi öldürmeyen sevgi, kimseyi aşağılamayan sevgi, kardeşini kendinden üstün tutan sevgi, kendi hakkından vazgeçen sevgi, kin tutmayan sevgi, kardeşinin hakkını arayan sevgi, Mesih'te bulunan sevgi ve bize dökülmüş olan sevgi.


Ah sevgilim yazdıklarını, yaptıklarını, konuştuklarını kim unutabilir sevgilim?

Hangi karanlık unutturabilir sevgilim?

Olmuşları, olanları kim unutturabilir sevgilim?

Korku unutturabilir mi sevgilim?

Yaşam mı, zulüm mü? Dünyanın zevki, sefası mı sevgilim?

Yoksa ölüm mü unutturacak sevgilim?

Hayır hiçbir karanlık unutturamaz sevgilim.

Ben de sana yazdım aşk mektubunu sevgilim.

Bana da ağır oldu bedeli sevgilim.

Bunları yazabilmeyi Hisus'a borçluyum sevgilim.

Onun da hakkını ona verelim sevgilim.

Herkesin hakkını herkese geri verelim sevgilim.


Sevdiklerinden ayrıldın. Çocuklarından ayrıldın, torunlarından ayrıldın.

Sizlerden ayrıldı.

Kucağımdan ayrıldın, ülkenden ayrılmadın sevgilim...



Rachel Dink, 23.I.2007


* Çutak Ermenice keman demekmiş ve Rachel Dink sevgilieşini böyle çağırırmış.

21.1.07

Ispanaklı pizza


Ispanaklı pizza



2 çay bardağı yoğurt, 1.5 çay bardağı sıvı yağ, 4 çay bardağı un, 1 paket kabartma tozu ile bir hamur hazırlıyoruz. Ve sıvı yağ ile yağladığımız yuvarlak veya dikdörtgen fırın tepsisinin içinde 0.5 cm kalınlığında elimizle bastırarak genişletiyoruz. Kenarlarını pizzada olduğu gibi biraz yükseltmekte yarar var.

1/2 kg. ıspanağı yıkayıp haşladıktan sonra, suyunu iyice sıkıp ince ince kıyıyoruz ve 250 gr. beyaz peynir veya lor peyniri ile karıştırıyoruz. Sonra da tepsiye yerleştirerek açtığımız hamurun üzerine yayıyoruz. Ve nihayet, 2 yumurta ile 1.5 çay bardağı sütü birlikte çırpıp, ıspanakların üstüne döküyoruz ve en üstüne de kaşar peynir rendesi ve kırmızı pul biber serpip, fırına veriyoruz. Börek pişirir gibi ve 30 dak. süreyle fırınlıyoruz.

Taze demlenmiş çay veya buz gibi bira ile şahane bir ıspanaklı pizza tarifi size.

Bu defa tarifi verilen yemeğin fotoğrafı yoksa da lezzetinden şüphe etmeyiniz efendim :o)))

miş'li geçmiş ile bugün arasında...

... bir kartpostal: Dedemin resimlerini yaptığı, benim içinde olmak istediğim 1920'li-30'lu yılların Büyükada manzaralarından. Giderek kendi çocukluğumdan da eski zamanlarda yaşamayı düşlüyorum...

baharın işaretleri

Kimsesiz fotograflar albümü