Bu öğle üzeri kar usulca, kurabiyelerin üzerine serpilen
pudra şekeri gibi yağıyor .
Amadeus dinliyorum,
"öldüğüm zaman bu müzikten mahrum kalacağım",
diye üzülmüşümdür pek çok kez.
Kollarım ve bedenim sıcak, parmaklarım buz gibi.
Bu odanın ve pencerenin
yaşadığım tüm kederleri hafifletmek için verilmiş
birer teselli olduğuna inanıyorum uzun zamandır.
Kış ise aklım ve ruhumdaki yaraları iyileştirmek için üzerime serilmiş bir battaniye.
Nasıl yıllar önce çekilmiş bir fotoğrafın öznesi,
yıllar sonra o fotoğrafı görecek herhangi birine gülümsediğini
aklından geçirmeden duruyorsa objektifin karşısında;
bu binanın planını 1950'li yıllarda çizen mimar da
şimdi benim olan odanın ruhumu sakinleştirip,
üzüntü ve endişelerden uzaklaştıracağını bilmemiştir kuşkusuz..
Sözcüklerimi yazan gümüşten harflerin parlatılmaya ihtiyacı var,
sağ elim sıcacık şimdi, sol elimde altın ışıltılı sessizliği tutuyorum.
hk, 21.1.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder