Doç. Dr. Bilgin Gürateş, 1964 - 2012
Bilgin Hocam,
Üç gece önce gözgöze geldik ilk kez, siz suretinizden bakıyordunuz bana, ben nereden geldiği belli olmayan derin ve uzak bir uğultunun kıyısında oturuyordum. Aynı yaştaydık, ikimiz de akademisyendik, siz insanları iyileştiriyordunuz ben eşyaları, şehirlerimiz uzaktı birbirine, ne bir uçak yolculuğunda / ne de bir Boğaz vapurunda karşılaşmıştık. Varlığınızdan, o şehirdeki yalnızlığınızdan, kimselerle paylaşmadığınız sıkıntılarınızdan, aydınlık yüzünüzü gölgeleyen endişelerden habersizdim. Ne sizin, ne de dünyaya getirdiğiniz bebeklerin seslerini duydum.
Hep oradaydınız, vardınız, çalışıyor ve üretiyordunuz; yazıyor, okuyor, anlatıyor, sağıltıyor, güveniliyor ve seviliyordunuz; ve hem de sizi tanıyan / bilenler dışındaki kimse için yoktunuz.. Ne yazık ki o herkesden biriydim ben de.
Gazete ve televizyon haberlerinde, köşe yazılarında anlatıldı hikayeniz; kayıptınız önce, merak ve endişe ile beklendiniz; sonra ayrıntıları akılı ve kalbi acıtan bir dehşete dönüştü yokluğunuz.
Sizi tanımasam da, muhabirlerin yazdıklarından, görüntülerden, fotoğraflardan bir " Bilgin Gürateş" izlenimi edinmek yetti de arttı bu mektubu yazmama. Okuyamayacağınız bir mektup, hayatta olsaydınız yazılmasına gerek kalmayacak bir mektup.
Bilgin Hocam,
Siz hayat vermek, tedavi etmek, umut olmak için yetiştirildiniz; size harcanan emeği bilginizin, deneyiminizin, aklınızın ve insan sevginizin tüm gücüyle kullanıp, kimbilir kaç aileyi sevindirdiniz. Bilimsel çalışmalarınız, araştırmalarınız, makaleleriniz, bildirilerinizle mesleki gelişiminizi sergilerken öğrencilerinize de örnek oldunuz, onlara rehberlik ettiniz, yollarını ışıttınız. Hem sağıltan, hem öğreten bir hekim olmanın kıvancını yaşadınız.
Sadece bu kıvanç bile yeterdi aslında sizi hiç tanımayan birinin başınıza gelenleri öğrenince kahrolmasına...
İsterdim ki ölümünüzle ilgili tüm ayrıntılar, şimdi bir delil torbasında saklanan ve sizi hareketsiz bırakan o ip, bedeninizden çıkartılan kurşun, katlinizden sorumlu kişilerin zifiri ruhları, ardınızdan konuşulanlar, tenha cenaze töreniniz, her parçası müthiş bir karanlığı ve yalnızlığı çağrıştıran bu bölüm silinsin yaşam öykünüzden.
İsterim ki, dostlarınız, meslekdaşlarınız, öğrencileriniz, hastalarınız ve hatta sizden ölümünüzle haberdar olan bizler bile sizi şu kumral suretinizdeki gülümseyişinizle anımsayalım.
Bilgin Hocam,
Ürettikleriniz, paylaştıklarınız, öğrettikleriniz, iyileştirdikleriniz, dostluğunuz ve varlığıyla mutlu edenlerden olduğunuz için borçlu kaldık size. Sizi yalnız başına gittiğiniz o karanlıkta yitirdik. Ama bilin ki ölümünüz gözlerinizdeki ışığı sizi sevmekten ve anmaktan hiç vazgeçmeyecek dostlarınızın belleklerine yerleştirdi .
Sessizliğiniz sonsuz da olsa, artık eskisinden daha çok varsınız.
Kederle,
hk, 6.4.2012
7 yorum:
her kimsiniz bilmiyorum ama Bilgin le ilgili bu güzel duygularınızı hislerinizi yazdığınız ve paylaştığınız için size çok teşekkür ederim.
Kaleminize saglik..Sizinle ayni duygular icinde olan bircok kisiden biriyim.Hic tanimadigi bir insanin kaybi bukadar mi acitir insani..Tanimiyordum.Kaybi ve ölümüyle taniyabilecegim kadar tanidim ben de .Haberlerden yazilanlardan.Ama cok sarsti böyle güzel,parlayan,basrili ve sevilen bir insanin kaybi. Rahat uyu Bilgin Hoca huzur ve mutluluk icinde..Ruhun sad mekanin cennet olsun..
doğum yapan bir kadının nasıl doğum yapmak en önemli olayıysa doğum yaptıran doktoruda o kişi ve eşi için hayatının en önemli insanı haline gelir.sende bizim için öyleydin sevgili doktorum.ölm size hiç yakışmadı.çok üzgnüm.sizi dünyaya getirtdiğiniz bebekler cennete taşısın.nur içinde yatın. benim doğumumu 14 sene önce sideye tatile geldiğinde ,kendi doktorum özel hastaneden aniden ayrıldığı için tesadf eseri bizzat kendisi yaptırrmıştı.normal doğumdu ve zor olmuştu omuzuna kadar uzun saçları vardı ve ter içinde kalmıştı.bu doğumu hiç unutmayacağını söylemişti,nitekim eşimle ve benimle bağını hiç kesmedi.altı ay önce 2. bebeğimiz oldu ve süekli telefonla hamileliğimi takip etti.ama ben onu sidedeki tatil modunda uzun saçlar,ı ayağında eşofmanı ve sürekli gülen yzüyle hatırrlayacağım
Teşekkürler mektup için okurken ağlıyordum tam 32 senelik arkadaşımdı candı dostdu eşimin doktoruydu oğlumu vermişti doğumdan sonra kucağıma... yakışmadı bu ölüm bilgine Allah Mekanını Cennet etsin..
Bir garip düştü gördüğüm dün gece, yüreğimi burktu, sıktı, kemirdi, demirledi bir şeyler. Gidecekmişsin meğer…
Nereye gidiyorsun? Daha tamamlanmamış düşlerin var. Tuhaf yalnızlıkların, kırılmış ve eskimiş hikayelerin var. Sahip olduklarını emanet ettin mi ki? Alıp başını nereye gidiyorsun?
Dillendirmediğin kaç cümle var gönlünde kim bilir? Bana da hiç söylemediğin, kulağıma hiç değmemiş nelerin var, değil mi?
Bu gidişler yoruyor ömrümü. Sıkkınım
sessizim, canım acıyor; nereye gidiyorsun?
(her geçen gün acın büyüyor yüreğimde.yokluğun ise dayanılmaz..ne yapacağımı bilmez hallerdeyim.herşey bir şaka olsa veya bir yerlerden çıkıp gelsen ne olur.)
Seni çok seviyoruz mekanincennet olsun
cok tesekkurler bir cogumuzun duygularini kaleme almissiniz 30 yillik arkadastik abi kardestik onu cok ozledimmm yattigin yer cennet olsun canim abicimmm
Yorum Gönder