10.8.10

üzümlü


Ağustos deyince aklıma salkım salkım üzümler geliyor benim. Buğulu kara üzümler, sarımsı sultanî üzümler, salkım salkım, sepet sepet hem de. Ne de olsa ömrümün 21 senesi İzmir'de geçmiş.. Bu akşam uzun ve çok sıkıcı bir toplantıdan eve gelince günlüğümü açtım ve Alice'in çay partisine yetişmek için acele eden pembe kulaklı, aristokrat tavşanına rağmen, "bir fincan yasemin çayı" sayfa renklerinin içimi daralttığına karar verdim. Blogspot'un yeni tasarımları, arka fonları, renk seçenekleri arasında kararsız ve uzun bir kolaçan ardından "üzümler"e aklım yattı. Mevsim üzüm mevsimi, benim için yaz tatili daha yeni başlıyor, -tam zamanıdır- dedim.

Bu yeni tasarım İzmir'li yazılarıma yakışacak!

Gel de mutlu olma, mümkün mü?

hk, 10.8.2010

1 yorum:

dgül dedi ki...

Sıcağına rağmen daima gülümseyen güneşin, İzmir'in, türlü türlü çay sofralarının, çekirdeksiz üzümlerin ve de en önemlisi gelme'nin "tam zamanı"dır...
Ve simdiden; mutluluğa "hoşgeldiniz"...

Sepetler dolusu sevgilerimle...



HOŞ GELDİN


Hoşgeldin!
Kesilmiş bir kol gibi
omuz başımızdaydı boşluğun...
Hoş geldin!
Ayrılık uzun sürdü.
Özledik.
Gözledik...
Hoş geldin!
Biz
bıraktığın gibiyiz.
Ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,
dostu düşmandan ayırmakta...
Hoş geldin.
Yerin hazır.
Hoş geldin.
Dinleyip diyecek çok.
Fakat uzun söze vaktimiz yok.
YÜRÜYELİM.....
1932 Birinciteşrin 5, Çarşamba gecesi


Nazım Hikmet Ran

baharın işaretleri

Kimsesiz fotograflar albümü