şimdi olduğum yerde hafta Pazar günü başlıyor, zira Cuma günü ilçenin (benim için hala köy burası) pazarı var. herkes bahçesinin, tarlasının ürününü getirip döküyor tezgahın üstüne. çeşit çeşit zeytinden köy peynirine, bakliyattan sebze ve meyveye, petek petek baldan, tavuğa, yufkadan köy ekmeğine, işte akla ne gelirse var pazarda. bir tarafta yiyecekler, bir tarafta top top şalvarlık kumaşlar, yazmalar, konfeksiyon giysiler, iç çamaşırları, perdelik ve döşemelik kumaşlar satılıyor.
Sabah sekizde başlıyor tezgahlar hazırlanmaya, çoğu pazar esnafı birlikte kahvaltı ediyor müşteriler sökün etmeden. saat dokuz olunca belediyenin hoparlörlerinden "Pazar duası" duyuluyor , herkes susuyor o an, zira hem şükrediliyor hem de bereketli bir pazar olması için dua ediliyor hep birlikte.
her sene hem arkadaşlarıma, hem kendime şalvar alıyorum bu pazardan; cıvıl cıvıl desenli poplinden, tiril tiril şalvarlar. aslında benim aldıklarıma "pijama" diyorlar, kadınlar evde giyiyorlar, daha az büzgülü ve ağı daha yukarıdan kesimli. yaz kış çok rahat, kullanışlı giysiler, hele hiç durmadan bahçede, evde, tarlada çalışan kadınlar için birebir.
burada iken şehiri hiç mi hiç özlemiyorum, hayatın sadeliğine, doğayla uyumuna teslim olunca şehirde yaşam deneyimini tamamen yok sayıyorum. her ne kadar yaptığım iş çok yorucu olsa da, aklımın ve düşüncelerimin şehirdeki hayatın zehirinden arındığını hissediyorum..
şimdilik böyle, sabah çok erken başladığı için, gece de erken bitmeli.
dağ kekikli düşler, düş düşleyenlere...
hk, 24.7.2010
3 yorum:
22 tenmuz dan beri yaşam alanımı değiştirdim..golzerım (önüm) kuzey batı ege denızene acılıyor midilli müsellim geçidi (boğazı) kuzey doğum (arkam) kaz dağları.. 9 mm lik yarı otomatik bir silahla kaz dağlarına doğru yapılan atışların kendıme ne getırısını oldugunu merak etmeden ...arı kovanlarının onunden yuruyup gectım...zamanın farkındasızlıgının yarattıgı bilinmezlikle yaşam alanları değiştiğinde insanlarında değiştiğine inanırım..bunun adı tatil tayin zorunluluk da olsa değişkenlik kaçınılmaz olur. bu yazıtımda ılk yaşamasal degişkenliği ve kolay geriye dönüşü olan tatil deyiz nere deyiz le ilgili izlenimlerimi aktarıyorum. .../.
peki,,kazanımım bir blog oldu..cesaretle aptalık arasındakı ınce cızgıye bıle yaklsamıyor..gecmısın hayallerı guncel olarak yasıyorsun....bahtın acık olsun
"deniz" ile "güzin çiğdem" aynı kişi midir? yoksa ikincisi ilkinin hesabından blogspot'a girip yorum mu yazmıştır bilemedim...
"cesaretle aptallık arasındaki ince çizgi" üzerine de yazmalı bir gün, ama bugünden daha az sıcak ve yorucu bir gün. gerçi her yer sıcak, ama hiç değilse "dışarıda" çalışmak zorunda değil pek çoğunuz. Sadece saatin altı olmasını ve suyun altında dakikalarca durmayı istiyorum. Bu haftasonu yazacağım, çünkü yazmayı özledim.
Yorum Gönder