21.2.10

hamarat bir Pazar sabahı...

21.Şubat.2010, Pazar sabahının resmidir

Galiba benim kendimi iyi hissetmem için, önce iyice kötülemem gerekiyor bazen.. Dün bütün gün başım yastıkta idi, gözlerimi zor açık tutuyor, sanki bir sis içinde kalmış, ne önümü ne de arkamı görebiliyordum. Ne yemek isteği, ne sokağa çıkmak, ne yazı yazmak, ne çalışmak, ne kalkıp su içmek, ne de kitap okumak: Öylece yattım, yapabileceğim ama yapmak istemediğim işleri, gidebileceğim ama gitmek istemediğim yerleri geçirerek aklımdan; başımın içinde dolaşan ve zihnimi rahatsız eden bir düşünceye benziyordu baş ağrısı, geçmedi, inat etti.. Gece de böyleydi, sabaha karşı kanepenin rahatsızlığından yatağın serinliğine geçtim, pencereyi de açık bıraktım.

Bu sabah uyandığımda saat sekizdi, bir gün öncenin o garip / yapışkan bezginliğinden kurtulmak için suyun altına girdim, arındım. Derken kendimi mutfakta, iki senedir kayıp olan ve önceki hafta kütüphanemi düzenlerken bulduğum, sayfalarını anneciğimin el yazısı ile yazılmış çörek, kek, yemek tariflerinin doldurduğu defterimi açıp "Nonoş" yapmaya koyuldum. Uzun zamandır kendime çay demlememiştim, çay demledim. Nonoşların ilk tepsisini bir kaseye doldurup, kapı karşı komşuma götürdüm ( içimden öyle geldi ); ikinci ve üçüncü tepsileri de pişirdikten sonra, Robert Schumann'ın ( 1810-1856) "Clara'ya" ithaf ettiği oda müziği ve piyano eserlerinden oluşan albümü eşliğinde limonlu çay ve Nonoş'larla kahvaltı ettim.

Günün kalan bölümü mecburen çalışarak geçecek, zira dünki şiddetli tembellikten mütevellit (!) ve vicdanımı sokmaya hazır, vızıldayarak uçan bir eşek arısına benzer sorumluluklardan kurtulmam şart.. İşlere dalmadan önce, Sumika'nın "Nonoş" tarifine bir kaç küçük ekleme yaparak ortaya çıkardığım ve sonucu pek lezzetli olan tuzlu çöreklerin tarifini vereceğim. Hani olur da bugün bu yazıyı okursanız, akşam çayının yanında yenmek üzere pişirmenizi tavsiye ediyorum. Yağmurlu ve kirli beyaz güne hamarat bir başlangıç yapmanın mutluluğundan karşı komşum olamayanlara düşen pay da bu tarif olsun hiç değilse..

Sumika'nın Nonoş'u ( *H'nin küçük eklemeleri ile )

2 yumurta ( 1 yumurta hamura katılır, diğerinin sarısı Nonoş'ların üstüne sürülür), 1 kahve fincanı eritilmiş tereyağı/margarin + 2 kahve fincanı sıvı yağ, 2 kahve fincanı rendelenmiş *beyaz peynir, 4 çorba kaşığı yoğurt, 1 paket kabartma tozu, 1 çorba kaşığı *kuru nane veya 1 küçük demet ince doğranmış *dere otu, 3 su bardağı un : Tüm malzemeyi iyice yoğurduktan sonra ceviz büyüklüğünde toplar haline getirerek tepsiye yerleştirip, üzerlerine yumurta sarısı sürerek, 180 derece sıcaklıktaki fırında 20 dakika pişirmek yeterli.

Yağmurlu, naneli, mis gibi çay kokulu, Schumann'lı bir Pazar gününden ve benden şimdilik bu kadar.

hk, 21.2.2010, Ankara

Hiç yorum yok:

baharın işaretleri

Kimsesiz fotograflar albümü