Aklımdan, başımdan, içimden geçenleri; hatırladıklarımı, unutmak istemediklerimi, hasretini çektiklerimi, izlenimlerimi yazıyorum..
1.5.09
"mavi panjurlu ev"
Fotoğraftaki evin gerçek değil de, bir hayalin kurgulanmış görüntüsü olduğunu düşünmek için neden bu kadar çok sebebim var:
1. Gerçekleşemeyeceğine kanaat getirdiğim hayaller kurduğum için mi?
2. Kurduğum hayallerin gerçekleşmesi benim gayret ve olanaklarımı aşan koşulları gerektirdiği için mi?
3. Hayallerin sınır bilmezliği gerçeklerin sınır koyuculuğu ile çatıştığından mı?
4. Gerçekler ile hayaller arasında aşılması olanaksız ve pek derin / pek büyük / pek uzak boşluklar olduğundan mı?
5. Gerçekler hayalleri ürkütüp kovaladığından mı?
6. Hayaller gerçekleşecek olsa, gerçek hallerinin hayal edildiklerinden farklı olacağından ve hayalkırıklarının düşüncelerime / kalbime sırçalar gibi saplanacağından korktuğum için mi?
7. Kurduğum hayalleri gerçekleştirecek hevesim, gücüm, heyecanım her geçen gün azaldığından mı?
Soru işaretleri çoğaltılabilir kuşkusuz, sorular soruların mıknatısıdır zaten, zihin bir başlamaya görsün, peşpeşe, geveze bir kuş gibi söylenir durur kendi kendine. Üstelik soruları sormakla yetinmez, yanıtları da duymak ister. Ki yanıtların her biri, soruyu sorana, onun kendine yönelik sorgusuna dair birer bilgi paketidir. Bilgi paketleri açılır, "biliniverenler" bazen aklı, bazen ruhu, bazen de kalbi kamaştırır:
Bilgi acıdır, bilmek acıtır.
Hayaller ve gerçekler arasında bir ip cambazının temkinli ve dengeli adımları ile yürümek hiç kolay değildir.
Hayal gerçeğe katlanmayı, gerçek ise hayal ederken kaybolmamayı sağlar.
Mavi panjurlu ev'i görünce bunlar düştü aklıma, söylemeden edemedim.
hk, 1.Mayıs.2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Hayaller ile umutlar arasında ne kadar mesafe vardır? Ya da hayaller hep pembe, umutlar mı mavi mi olmalıdır? gibi sorular düşürdünüz benim de aklıma... Umut mu daha yakındır bize, hayale nazaran? Ya da mesafe ne kadar olursa olsun kaderin ya da talihin bir oyunu mudur yoksa onlara ne ölçüde sıkı sarıldığımız mıdır onları ansızın gerçeğe dönüştüren?
İşte sizin soru mıknatısları benim zihnimden de bunları ve daha bir çok benzerlerini çekiverdi peşpeşe...
Bugünkü ruh halimle "mavi panjurlu ev" benim -kendim- için de oldukça uzak bir hayal gibi, ama böyle bir umudun var mı derseniz, evet var aslında, ki neden olmasın?...
Diliyorum tüm hayalleri-n/m-iz gerçek olsun...
Hayal ile umut arasındaki farkı ve yakınlığı düşünüyorum yorumunuzu okuduğumdan beri. Umut olmazsa, ya da tüketilirse "hayal kurulmaz" gibime geliyor benim.. Umut edilecek halin "hayal" olması da gerekmez bir yandan; hayallerin olabilirlikleri / gerçekleşebilirlikleri derecelendirilebilir üstelik. Herkesin hiç bir zaman gerçekleşmeyecek hayalleri olabilir; çoğumuz için de durum böyledir. Ama umut hayatın devamı için vazgeçilmez olandır, hayallerimizin gerçekleşmesini umud etmek de buna dahildir. Belki "hayallerimizi olabilirliklerini hesaba katarak kursak" umutsuzluğa kapılma ve hayalkırıklığına uğrama olasılığını azaltabiliriz.
Yorum Gönder