28.3.09

Rıza ve Anneciği için...

Benim olmayı isteyip de olamadığım şehirlerden birinde
bir Rıza çocuk varmış, Erdem çocuğun sevgili arkadaşı..
Perşembe günü bir kaza geçirmiş,
şapka giymek / rüzgarda saçlarını uçuşturmak,
kahkahalarla gülmek ve bir Ağustos böceği gibi konuşmak,
anneciğinin omuzuna yaslamak,
pencereden uzatıp sokağın iki ucuna bakmak
ve sıcak yaz günlerinde serin çeşme suyu altında yıkamak için
boynunun üstüne yerleştirilmiş olan başından yaralanmış..
Hem çok canı yanmış, hem de anneciğini çooook korkutup telaşlandırmış.
Neyse ki artık evinde ve kendi yatağındaymış,
olmayı isteyip de olamadığım şehirden
Ankara'ya uçup geliveren kumrular söylediler,
Rıza'nın canı çok sıkılıyormuş.
Kumrular yorulmuşlar taaaaaaaaa İzmir'den pencereme uçarken,
karayolundan 532 kilometre,
hava yoluyla (kanat çırparak) daha da uzun sürüyormuş bu yolculuk.
Durum böyle olunca, "geçmiş olsun" kartımı kumrularla gönderemedim.
Benim için Foça kırlarından toplanan,
ve bir karton kutunun içinde "deli kızın çeyizi" ile birlikte gelen
papatyalarımın fotoğrafını çektim;
bir de Akide çocuğun -akşam güneşinde verdiği pozu- ekledim,
Rıza çocuk ile yüreği ağzına gelen anneciğine
"Gelmiş geçmiş olsun, Allah sizi birbirinize bağışlasın" diyerek
perdeleri yasemin kokulu pencerenin önüne bıraktım...
hk, 28.3.2009


Hiç yorum yok:

baharın işaretleri

Kimsesiz fotograflar albümü