26.8.08

perdeli düşler

hk, Beypazarı 2008

Kendi çektiğim fotoğrafların cümlelerini kurmak, bir öyküyü kurgulamak gibi aslında. Fotoğraf makinesinin objektifi görüntüyü yakaladığında ilk cümle de yazılıveriyor. Yazmayı özleyince, başka başka yerlerde dolaşmak / yeni düşler düşlemek, aklımı başımdan göndermek, kendi kendime konuşup dinlemek, gitmek ve gelmek gerekiyor. Gerisi parmakların çalışkanlığına, rüzgarın dumanı savuruşuna, ışıktan ziyade müziğin baştan çıkarıcılığına kalmış.

Uzak yerlerin yaz pencerelerinde dolaştım durdum, kendi evimin perdeleri hep inikti bu yüzden. Perdelenmiş düşler gördüm, onları iyiye yormak için aklıma iyi şeyler getirdim, ama zaman zaman perdeler rüzgarla havalanınca -gerçeklerle - karşılaşıp kederlendim kaldığım yerden..

Yatağımı özledim, aile resimlerimizi, anneciğimin sesini, babamın becerikli ellerini, yolculuklardan dönünce "ben evime geldim, merak etmeyin sakın" demeyi...

Fotoğraflar yaşanılanların -di'li ve miş'li geçmişi.
Sanki daha az seviyorum onları, bana hep yitirdiklerimi anımsatıyorlar zira.

Perdeleri çektim, düşler dışarıda kaldı.

hk, 26.8.2008

Hiç yorum yok:

baharın işaretleri

Kimsesiz fotograflar albümü